Thursday, May 11, 2006

Hüseyin Nihal Atsız





Ektiğimiz tohumlar yeşerecek
ve bizden sonrakiler;
önüne geçilmez bir sel hâlinde
kutlu topraklara ay-yıldızlı bayrağı dikecektir.
Bunu istememek, bunu çelmelemek için Türk'ten başka bir şey olmak lâzım

Atsız Ata "Turancıyız ne olacak?" adlı makalesini ne de güzel ve inançla sonlandırmış. O bu inancını ve öngörülerini benim gibi milyonlarca Türkçü gençe aktardı. Bozkurtların ölümü ve dirilişi adlı romanlarında hepimiz birer Göktürk askeri hissettirdi. Kür Şad'ın fedekarlığının 1300 yıl sonrasına bile nasıl yansıdığını anlattı. Onun bu eserini okuan bütün Türkler Tanrı Dağına Kür Şad'ın yanında gitmek istedi Çin Sarayını basarak. Öcüm Yağıda Kalmasın Budunum Tutsak olmasın diyerek içimizden.

Topal Asker Şiirinde ne de açıkça duygularını belirtmişti dünya nimetlerine dalmış insanlara karşı
"Kinimizin Şiddetiyle gebereceksin"
Ay yüzlü Güzel Konçuy Şiirinde Eşine olan duygularını da



AY YÜZLÜ GÜZEL KONÇUY

Mestim bugün aşkınla ay yüzlü güzel konçuy,
Gönlümde esip çınla, ay yüzlü güzel konçuy.

Şevkinle serab ettin, aşkınla harab ettin,
Payında türab ettin,ay yüzlü güzel konçuy.

Sensiz yaşamak boştur, birlikte ölüm hoştur,
Coştum, daha çok coştur, ay yüzlü konçuy.

Sevginle geçip serden, bildim yaralar nerden;
Eyvah kara gözlerden, ay yüzlü güzel konçuy.

Zulmetteki mahımsın, gönlümdeki ahımsın,
Ömrümde günahımsın, ay yüzlü güzel konçuy.

Lebler sücü, bir tas ver; hem neş`e ve hem yas ver;
Hançer mi o kirpikler, ay yüzlü güzel konçuy.

Almış beni albızlar, gönlümde yaran sızlar,
Kurban sana Atsızlar, ay yüzlü güzel konçuy...

12 Mayıs1945
Hüseyin Nihal Atsız

Topal Asker

Ey saçlari "alagarson" kesik hanım kız!
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Bacağımla alay etme pek topla diye.
Bir sorsana o topallık nerden hediye ?

Sen Şişli'de danserken her gece , gündüz
Biz ötede ne ovalar ,çaylar,ne dümdüz
Yaylaları geçtik,karlı dağları aştık;
Siz salonda dansederken bizler savaştık.

Ey dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Olan işler dimağını azıcık yorsun!
Biliyorum elbisemle eğleniyorsun;

Biliyorum baldırını o kadar nazla
Örten bir tek ipek çorap kıymetçe fazla
Benim bütün elbisemden... Hatta kendimden...
Biliyorum:Çünkü bugün şu dünyada ben

Neyim? Bir hiç... işe güce yaramaz,topal...
Sen saglamsın senin hakkın dünyadan zevk al:
Çünkü orda düşmanlarla boğuşurken biz
Siz muhteşem salonlarda şarap içtiniz!

Ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
Her yolcunun uğradığı ey hancı güzel!
Sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
Yapıyorduk bizde kanla, barutla düğün.

Sen o sıcak odalarda cilveli , mahmur
Dolaşırken... Bizde tipi,fırtına,yağmur,
Kar altında kanlar döktük,canlar yıprattık;
Aç yaşadik, susuz kaldık,taşlarda yattık

Sen açılmış bir bahardın , biz kara kıştık;
Bizden üstün ordularla böyle çarpıştık...
Gülme bana bakıp pek arsız arsız
Sen ey dışı güzel,fakat içi çamur kız!

Sana karşı haykıranı mecbursun dinle;
Bugün hesap göreceğiz artık seninle:
Ben cephede geberirken, geride vatan
Aşkı ile bin belali işe can atan

Anam,babam,karım,kızım eziliyorken
Dağlar kadar yük altında...Gel,cevap ver,sen
Bana anlat,anlat bana, siz ne yaptınız?
Köpek gibi oynaştınız ,fuhşa taptınız!

Anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
Yalniz gönül verdiniz siz zevke,cazbanda...
Ey nankör kiz,ey fahişe unutma şunu:
Sizin için harbederken yedim kurşunu.

Onun için topal kaldı böyle bacağım,
Onun için tütmez oldu artık ocağım.
Nazlı nazlı yatıyorken sen yataklarda
Sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.

Kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
Bu amansız boğuşmada öldü yarımız,
Ya siz nasıl yaşadınız? Bizim kanımız
Size şarap oldu sanki... Şehit canımız

Güya sizin mezenizdi ! Yiyip içtiniz;
Zıpladınız,kudurdunuz arsız,edepsiz!...
Gerçi salonlarda "yıldız" dı senin adın,
Hakkikatte fahişesin ey alçak kadın!

Ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu:
Bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.
Omuzunda neden seni fuzuli çeksin?
................................................
Kinimizin şiddetiyle gebereceksin!..

H. Nihal Atsız

No comments: